DİĞER
"Mithat Cemal Kuntay, Üç İstanbul romanıyla, benzer dönemi bambaşka bir yaklaşımla olumlayarak anlatan Abdülhak Şinasi Hisar’la ve yapıtlarıyla bir karşıtlık oluşturur aynı zamanda. Birinin yücelttiği dönem ve değerler ötekince yere batırılmıştır."
“Yeşil Gece edebiyat tarihi açısından ilginç bir karşılaşmayı roman kurgusuna dahil ediyor. 'Ben Neyim? Hikmet-i Maddiyyeye Müdafaa' metninin müellifi, başkarakterin dönüşümünü hızlandıran bir role sahip. Başlangıçta bir kurtarıcı, sonrasındaysa inkisarın kaynağına dönüşen bu kişi romanda adı geçmeyen, ancak karakterde yarattığı etkiyle romanın seyrini değiştiren Ahmet Mithat Efendi.”
"Dilde sadeleşme bu kitap için bir tercihti. Öte yandan her türlü sanatta, kuvvetini ve derinliğini kaybetmeden sadeleşmeyi önemli ve kıymetli buluyorum. Yaşama biçimim itibariyle de giderek sadeleşiyorum. Süs püs, ağdalı ifadeler, kelime oyunları yazarlık serüveninin başında, acemilik evresinde, o telaşla tutunulan dallar."
Gaye Boralıoğlu’nun yeni öyküleri Alâmetler Kitabı adıyla önümüzdeki günlerde İletişim Yayınları tarafından basılıyor. Kitaptaki “Alınyazısı” adlı öyküden bir bölümü Tadımlık olarak sunuyoruz.
Unutulanlar, Hiç Bilinmeyenler ve Bilinmek İstemeyenler vesilesiyle Erol Üyepazarcı ile yaptığımız söyleşinin ikinci bölümü: Popüler romanlar yazıldıkları dönemin aynası sayılabilir mi? Neden bazı eserler yazıldıkları dönemde çok popülerken zamanla tamamen unutulur? Uyarlama ile intihal birbirinden nasıl ayrılır? Popüler bir roman eleştirel olabilir mi? Yoksa “kanon” anlayışımızda bir yanlışlık mı var? Popüler edebiyatta kadın okurların ve kadın yazarların rolü…
Daha önceden Korkmayınız Mister Sherlock Holmes ile polisiye romanın Türkiye'deki hikâyesini aydınlatan Erol Üyepazarcı, bu kez Unutulanlar, Hiç Bilinmeyenler ve Bilinmek İstemeyenler adlı eseriyle popüler romanın Türkçedeki yüz yıllık yolculuğuna ışık tutuyor. Kendisiyle kitabın hazırlık sürecinden edebiyatın gardiyanlarına, edebiyat tarihimizin sosyal arkaplanından unutulan/bilinmeyen kahramanlarına kadar pek çok konuda söyleştik...
İlk olarak, Arap harfli Türkçe olarak yazılmış, yazarı Müslüman olmasına karşın içerisinde Müslüman/Türk’e rastlanmayan, kahramanlarının tamamı Ermeni olan Matmazel Anjel, 1915’e tarih olarak ne kadar yakın olsa da zihnen bir o kadar uzaktadır...
“Niçin kültür alanında iktidar olamıyoruz” sorusunu, Tanpınar’dan ilhamla, şu şekilde değiştirmeyi öneriyorum: Kültür alanında muktedir olsaydık bunu fark edebilir miydik?
Jak Şalom: Filmleri evlerimizde pizza yiyerek izlediğimiz zaman, kamusal alanı boşaltmış oluruz. Peki, bu neye yarar? Bu, bütün dünyada iktidarların işine yarar
Olcay Akyıldız ile modern Türkçe Edebiyat, seyahat edebiyatı, oryantalizm, oksidentalizm, ötekilik, edebiyatta toplumsal cinsiyet ve cinsellik üzerine çalışmalarını konuştuk...
Batı’ya ait bir kavram olan fantastiği Türkçe edebiyatta aramak anakronik bir yaklaşım mıdır? Her yapıt hayalle iştigal eder, peki o halde fantastiğin farkı nerede ortaya çıkar?
Selim İleri, "Bizim bence son derece ciddiye alınması gereken büyük bir roman birikimimiz var" diyor. 229 romandan oluşan Edebiyatımızda Sevdiğim Romanlar Kılavuzu da bu düşüncenin en somut örneği şüphesiz
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık